ERGENEKON DESTANI
Kasım 2000
.
Ergenekon Destanı, soykırıma uğrayan Türklerin tekrar çoğalmalarını ve yeniden Orta Asya'ya egemen olmalarını anlatır. Ergenekon kelimesi ergene (sarp) ve kon (dağ beli, yamaç) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuş olup ilk defa Moğollar tarafından kullanılmıştır. Destan, değişik dönem ve kaynaklarda farklı biçimler almış olup en yaygın biçimi şöyledir:
.
Hunların efsanevi lideri Oğuz Han'ın ölümünden sonra Türklere sırasıyla Gök Han, Ay Han, Yıldız Han, Deniz Han ve İl Han başbuğ olur. İl Han döneminde tüm Türk illeri bu soyun egemenliğine girmiştir. Bunu kıskanan yabnacı kavimler, özellikle Tatarlar birleşip İl Han'a saldırırlar ve çarpışma sonunda Türkleri kılıçtan geçirirler. İl Han'ın oğlu Kayı ve yeğeni Dokuz Oğuz eşleri ve çocukları birlikte esir edilir. Daha sonra Tatarlar'ın elinden kurtularak eski yurtlarına geri dönerler. Burada dağınık ve ürkmüş bir halde bir çok at ve besi hayvanı bulurlar. Bunları da yanlarına alıp kendilerine güvenli bir yurt ararlar. Bir kurdun ayak izlerinin peşinden giderek geldiklerinden başka yolu olmayan yemyeşil bir yer bulurlar ve buraya Ergenekon adını verirler. Bu iki ailenin çocukları birbirleriyle evlenerek çoğalırlar.

Yıllar sonra Ergenekon'a sığamaz olurlar. Sonunda 400 yıl kaldıkları bu yurttan çıkmaya karar verirler ama çıkış yolunu bulamazlar. Bir demirci dağda bir demir madeni olduğunu, dağın ateşe verilmesiyle yolun açılabileceğini söyler. Göktürkler, bütün dağın çevresine odun ve kömür yığarak yetmiş büyük körükle dağın tutuşmasını sağlarlar. Böylece dağ erir ve Göktürkler Ergenekon'dan çıkarlar. Bayram ilan edilen bu çıkış günü daha sonraları her yıl bir parça demir eritilerek kutlanır. Kayı Han soyundan gelen başbuğ Börteçene, bütün illere elçiler gönderip Göktürklerin Ergenekon'dan çıktığını bildirir. Bütün iller Göktürklere boyun eğer ve Kore'den Kuzey Karadeniz'e kadar her yer Türk buyruğuna girer.

Destanın Çin kaynaklarındaki farklı biçimine göre Türkler Hazar Denizi kıyılarında yerleşmiştir. Komşu bir ülkeyle yapılan savaşta bir tek tutsak dışında bütün Türkler ölür. Düşmanlar henüz on yaşında olan bu tutsağa acıyarak öldürmezler ama ellerini ve ayaklarını keserek onu bir bataklığa atarlar. Bataklıkta bir dişi kurt onu besler ve düşmanlarından kaçırarak Ergenekon'a götürür. Oğlan ile dişi kurt birleşir ve kurt 10 oğul doğurur. Bu 10 erkek çocuk büyüyünce dışarıdan kızlar getirip evlenirler. Çoğaldıktan sonra Ergenekon'dan çıkıp Avarlar'a bağlı olmak üzere Altay Dağları'nın güney eteklerine yerleşirler.

Orhun Yazıtları'nda Ergenekon'da çoğalan kabilenin, Göktürklerin temelini oluşturan 10 kabile (10 ok) olduğu söylenir. Ergenekon'un Aral Gölü çevresinde ya da Ötüken'e yakın bir yer olduğu sanılmaktadır.

.
Ana Sayfa