Doksanların Grunge hareketinin yaratıcılarından, Soundgarden, Temple of the Dog ve Audioslave gruplarının solisti Chris Cornell, hayatını kaybetti.

Ergenlik çağından itibaren sosyallik bağlamında sıkıntıları olan ve o yaşlarda uyuşturucu bağımlısı haline gelen Cornell, 16 yaşında müziğe başlamış ve müzik sayesinde bir nebze de olsa sorunlarının üstesinden gelmeyi başarmıştı. Soundgarden'ın 1991 tarihli Badmotorfinger ve 1994 tarihli Superunknown albümleriyle dünya çağında tanınan bir müzisyen haline gelen Cornell, aynı dönemde Temple of the Dog proje grubunda da vokalist ve söz yazarlığı yapmıştı.

Soundgarden'ın 1997'de dağılmasının ardından solo çalışmalara yöneldi. 1999 tarihli Euphoria Morning oldukça başarılı bir albümdü. Özellikle ilk evliliğine gönderme şeklindeki Can't Change Me ile "En İyi Erkek Şarkıcı Grammy" ödülüne aday gösterildi ama daha önce Soundgarden ile birlikte 2 kez kazandığı Grammy'yi bu kez alamadı.

2001 yılında solist Zack'ın yerine solist arayan Rage Against the Machine üyeleriyle bir araya gelerek Audioslave'i kurdu. Grubun çıkardığı 3 albümde de yer alan ve oldukça iyi işler çıkaran Cornell, 2007'de yeniden solo kariyerine odaklandı.

Fazla ses getirmeyen 3 solo albümün ardından, 2012'de Soundgarden'ın yeniden bir araya gelişi Chris'i de tekrar hayata döndürdü. 2015 yılında Higher Truth adlı albümüyle solo kariyerinde de zirve yaptı.

Müzikal anlamdaki başarıları, ikinci evliliği, oğlu, ailesiyle birlikte gerçekleştirdiği vakıf işleriyle hayatını düzene koymuş, alkol ve uyuşturucuyla savaşını da kazanmış görünen Cornell'ın ölümü hem çevresindekiler, hem de müzik dünyası için büyük bir şok oldu. Soundgarden'ın 17 Mayıs Detroit konserinin ardından sabah otel odasında ölü bulunan Cornell'ın, aşırı doz ilaç kullanımıyla intihar ettiği açıklandı.

Yazdıklarıyla, söyledikleriyle bir çok Rock dinleyicisi gibi bende de önemli bir yeri olan bu büyük müzisyene son selamı, bizden bir Rocker'a Aylin Aslım'a bırakayım en iyisi: Kimse Senin Gibi Şarkı Söylemiyor Artık

Biz de yine Chris'in dediği gibi, her sabah yeniden uyanıp hayatta kalmak için mücadele etmeye devam edelim...