Yıldızlar
ve yine yıldızlar
19 Ağustos 2006 Cumartesi,
3.Gün:
(Saklıkent)
Dünün ve gecenin yorgunluğuna rağmen
çadıra güneş vurunca fazla uyumak mümkün olmadı. Saat 08:15 gibi kalktım.
Yan çadırlarda hala uyumaya çalışanlar ya da etrafta güneşin altında mayışık
bir halde dolaşanlar. 300 kadar misafir ve 50 kadar görevli, etkinlik açısından
yoğun bir güne başlıyorduk yavaş yavaş. Katılımcı profilinden de bahsetmek
gerekirse, Türkiye'nin her köşesinden değişik insanlar, hatta dışarıdan
bakan gözler için kilometrelerce öteden gökyüzüne bakmak için çoluk çocuğuyla
bile gelen "kafayı yemiş" insanlar. Bir kaç motor delisi de var ortada,
benim motor sayesinde muhabbet ettiğimiz. Çoğunlukla gençler, üniversite
öğrencileri. Okullarında amatör astronomi kulüplerine üye olan öğrenciler.
Bir de Antalya'nın çevre ilçelerinden astronomi ile pek de alakası olmayıp
sırf meraktan gelen insanlar.
Sabah güneş pırıl pırıl, arkadaki
motel çalışsa çadıra gerek kalmayacak, gerçi onun da tadı ayrı ya neyse...
|
|
Kahvaltının ardından seminerler
de başladı.
|
|
Saat 11 gibi ilk grup telesiyej
ile TUG'a çıkmaya başlamıştı bile.
|
|
Telesiyej belli bir yere kadar
çıkıyor ve sonrasında gözlemevine kadar yaklaşık 1 kilometrelik yolu yürüyerek
tırmanmak gerekiyor. Telesiyej kullanmak ve bu son kısmı yürümek istemiyorsanız
minibüsle gözlemevinin yaşam binasının önüne kadar gelmek mümkün. Bir kaç
sene önce telesiyej de yokken kışın kar nedeniyle minibüsler de buraya
çıkamadığından TUG çalışanları Saklıkent'e kadar gelir, sonra eşyaları
sırtlarına yüklenip 500 metrelik rakım farkı olan ve 4-5 kilometre uzunluğundaki
karla kaplı kısmı tırmanırlarmış. Dağıcılık eğitimi bile aldık diyor buradaki
uzman araştırmacı.
|
Kamp alanı ve yukarıda TUG:
|
|
|
Yeri gelmişken TUG'dan bahsetmekte
fayda var. TUG yani TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi, Antalya'dan 50 km kadar uzaktaki
kış sporları merkezi Saklıkent yakınında 2450 metre yükseklikte Bakırlıtepe
üzerinde kurulu. Gözlemevi 1992-1996 yılları arasında inşa edilmiş ve ilk
gözlemlere 1997 yılında başlanmış. Yapımında önemli bir payı olan Rusya
gözlem zamanının yüzde 60'ını, Türkiye ise yüzde 40'ını kullanıyor. Bu
zaman kısıtı yüzünden şu günlerde hemen yakındaki bir başka tepeye tamamen
Türk gözlemcilerine ait olacak bir başka gözlemevinin yapımı planlanmakta
ve şu anda gözlem uygunluk testleri yapılmakta. TUG kapsamında ayna çapı
1,5 metre olan ana teleskop, 1997'de ilk gözlemlerin yapıldığı 40 cm.lik
bir diğer teleskop ve dünya üzerinde ikisi kuzey ikisi güney yarıkürede
olmak üzere 4 adet olan ve evrendeki optik ışımaları gözleyen 45 cm.lik
ROTSE (Robotic Optical Transient Search Experiment) teleskoplarından biri
bulunmakta. Bunun çalışma zamanının da yüzde 30'u Türklere ait.
TUG ile ilgili ayrıntılı bilgi için
http://www.tug.tubitak.gov.tr/
adresine bakabilirsiniz.
|
Artık kurumuş olan çadırım
ve TUG'un kurulu olduğu Bakırlıtepe:
|
|
|
Telesiyejden yaylaya bakış:
|
|
Varış noktası:
|
|
Ben ikinci grupta saat 14:00
gibi TUG'taydım.
|
Personelin kaldığı bina ve yukarıda
teleskop binaları:
|
|
Soldan sağa ROTSE-IIID, T40
ve RTT150:
|
|
Yeni gözlemevinin planlandığı
karşıdaki tepe:
|
|
|
RTT150:
|
|
Tepeden kamp alanı ve Saklıkent:
|
|
|
SuperEva zirvede:
|
|
Gözlemevine ulaşmak için yürüdüğümüz
yol:
|
Şimdi yine uzaktalar:
|
|
Tekrar inişe geçtik:
|
Bey Dağları ve ufak köyler:
|
|
TUG ziyareti sonrası seminerler
devam etti. Güneş batarken alacakaranlıkta gökyüzünde şu anda gözleme uygun
tek gezegen olan Jüpiter'e baktık teleskoplarla.
|
Teleskopla gözlem başlıyor,
bundan sonra flaşlı fotoğraf çekmek, fener kullanmak yasak:
|
|
Jüpiter:
|
|
Gözlemler arasında yine bir
iki seminer.
Dünya kendi etrafında kaç saatte
döner:
|
24 değil tabi ki, 23 saat 56
dakika... Aynı noktanın tekrar Güneş ile kavuşması 24 saat...
|
Gözlemler gece boyu sürdü, değişik
gökcisimlerine çevrili teleskoplar hiç boş kalmadı, çevrelerinde sürekli
olarak 10-15 kişilik kuyruklar vardı. Binlerce ışıkyılı ötedeki nebulalar,
gökadalar ve yıldızlara bakmak çok değişik bir deneyimdi.
Bu arada AstroFotoğraf denemelerim:
Görünürlük açısından Photoshop'ta
parlaklık ve kontrast ayarlarıyla biraz oynandı tabi, 400 ASA ile ancak
bu kadar...
|
Arka planda Samanyolu, sol altta
Sagittarius (Yay), sağ altta Scorpion (Akrep) takımyıldızları. Akrep'in
içindeki parlak sarı yıldız Antares. Bilinen yıldızlar içinde çapı en geniş
yıldız, bir SuperNova adayı. Bizden 604 ışıkyılı uzakta ve çapı 560 milyon
kilometre (Dünya-Güneş uzaklığının 3,8 katı). Güneş'in yerine Antares'i
koyarsak sistemdeki Merkür, Venüs, Dünya ve Mars bu yıldızın içinde kalıyor
kısacası.
|
Yıldızlar ve yıldızlar:
|
|
Saat 0:00, tam tepede yaz üçgeni:
|
Üçgenin köşelerini üç parlak
yıldız oluşturuyor.
Üstte Vega, solda Deneb, sağda Altair.
|
Büyükayı:
|
|
Sabaha karşı çıkan ve hilale
doğru küçülmekte olan ay, gözlemlerin sonuna gelindiğinin de habercisiydi.
|
Saat 04:25, Ay gökyüzünde:
|
|
Süreyya (Pleiades - Ülker) takımyıldızı:
|
|
Halk arasında yedi kız kardeş
olarak da bilinen bu açık yıldız kümesi Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale
Şehitleri şiirine de "Yedi Kandilli Süreyya" adıyla konu olmuş. Derler
ki bir masaüstü gökyüzü simulatörünün tarih kısmına Çanakkale Zaferi'nin
gecesi ayarlanırsa doğu ufkunda ay-yıldız oluşturan Ay ve Jüpiter'in hemen
yanında Ülker yıldız kümesi görünürmüş. Zafer gecesinden kasıt 18 Mart
1915 ise ben denedim ama olmadı. 21/22 Mart 1915'te bu görüntü Ay-Satürn-Ülker
şeklinde gerçekleşmiş olabilir. 1915 civarında Ay-Jüpiter-Ülker yakınlaşması
olası değil...
|