Konumuz
Nasreddin Hoca
11 Ağustos 2005 Perşembe,
5.Gün:
(Beyşehir-Ilgın-Akşehir-Afyon, 251
km)
Sabah, güneşi bir de Beyşehir üzerine
doğarken fotoğraflıyorum.
|
|
Balkondan fotoğraf çekerken
aşağıdan hışırtılar geliyor. İnekler öğretmenevinin yanındaki kavakların
kesilen dallarına hücum etmiş kahvaltı ediyorlar. Biz de kahvaltı etmeliyiz
ama önce motorlar yüklenecek, şehir merkezinden fotoğraflar alınacak; saat
10 gibi sahildeyiz ama benim beğendiğimi Bahar, Bahar'ın beğendiğini ben
beğenmeyince, kahvaltısız düşüyoruz Konya yoluna. 10-15 km kadar ileride
Atik Petrol diye bir yerde duruyoruz. Konya sınırlarında bayan motorcu
daha fazla ilgi çekiyor, Bahar'ı süzüp aralarında fısıldaşıyor oradaki
çocuklar. İki kişilik kahvaltı, tahin pekmez filan var, fiyat inanılmaz:
4 YTL. Tekrar yoldayız, kırın ortasında bir yerde bir mescit. Hani benzinci
filan yanına kursalar anlayacağım da, yolun ortasında aman ibadetim geldi
diye kim durur ki? Yine aynı yol üzerinde bu kez de bir müzikhol. Anlaşılan
burada içip dağıtmaya da kıra çıkıyorsun, ibadete de!?.
İleride bizim döneceğimiz Ilgın ayrımı
var. Ayrımdan hemen sonra, devam etmeyeceğimiz Konya yolunda ise çift taraflı
tamirat, taze taze mıcır döküyorlar. İyi yırttık. Ilgın yolu yer yer yükselerek
devam ediyor. Sol üstlerde peri bacası benzeri oluşumlar varmış ama benim
dikkatimi çekmedi. Bir çeşme başında durduğumda soruyor Bahar, "niye fotoğraf
çekmedin" diye. Yolculuk boyunca bu tip ufak iletişim sorunları yaşadık.
Bir dahaki sefere mutlaka telsiz almak lazım. Ilgın'a kadar geçtiğimiz
yerlerde harman zamanı. Yol kenarlarında sürekli harman makineleri çalışıyor,
buğday tozları uçuşuyor. Cumhuriyetin ilk zamanlarındaki tarım devrimini
hatırlatan manzaralar.
Ilgın'da Konya-Afyon yoluna çıktık.
Kalabalık arttı biraz. Akşehir'e kadar tekdüze bir yol. Akşehir'e girip
Nasreddin Hoca tabelalarını takip ediyoruz. En son noktada ters yazılmış
tabelayla türbe girişindeyiz.
|
|
Dünyanın ortasını da bulduk
sonunda.
|
|
Türbe dışında Hoca'nın çeşitli
heykelleri, Türk gülmece ustalarının büstleri, kabartma yüzleri ve dünyanın
en büyük bakır kazanı.
|
|
Motorların yanına döndüğümüzde
bir kalabalık. Motora meraklı ve Mondial Cruiser'ı olan bir zabıta amiri
motorları incelemiş, diğerleri bize çeşitli sorular soruyorlar ama klasik
"kaç lira, kaç yapar" soruları değil; kaç cc, kaç model. Biz söyleyemeden
zabıta amiri cevap veriyor onlara, anlaşılan amirim konunun uzmanı, gerçekten
tebrik. Bir yaşlı amca çeviriyor beni; soruyor "Nereden geliyorsunuz, sende
göçmenlik var mı?" diye. "Dedeler Selanik'ten" deyince "Nasıl bildim ama,
ben bilirim işte böyle" şeklinde muhabbete devam. "Sakın hız yapmayın"
diyor, "90'ı geçmeyin, aman". Onlardan Büyük Taarruz öncesi merkez olan
"Batı Karargahı Müzesi"nin tarifini alıp vedalaşıyoruz. Ama şehir içi yolları
biraz karışık, az öncekilerden motorlu bir amca bizi peşine takıp daracık
yaya yollarından müzenin önüne çıkarıyor, yollardaki esnaf yine garip garip
bakıyor, yabancı sanıyorlar herhalde. Motorları müzenin önüne park ediyoruz
ama edemiyoruz. Görevli memur çıkıyor hemen, "Burası müze, park edemezsiniz".
"E tamam biz de müze için geldik". "Park edemezsiniz". "Müzeyi gezmeyelim
yani". "Gezin ama buraya park etmeyin". Bahar gidelim diyor ama ben inat
ettim, sokağın karşısında dar bir yere sokuyorum iki motoru. Müzede taarruz
planlarının yapıldığı, toplantıların yapıldığı odalar, komutanların isimleri,
fotoğrafları, kullanılan silahlar, giysiler vs var. Nasreddin Hoca türbesi
gibi burayı da ziyaret kişi başı 1 YTL.
|
|
Öğle yemeği zamanı ama pek aç
değiliz, yola devam. Arkalardan Afyon yoluna çıkıyoruz tekrar. Bir BP'de
duruyoruz benzin almak için, elimize birer bardak limonata tutuşturuyorlar,
ne hoş. Sonraki yol, duble haline getirme çalışmaları nedeniyle yer yer
şerit değiştirdiğimiz bir yol ama düzgün. En azından bir tarafı yaparken
diğer tarafı bozmamışlar. Hızlı bir tempoyla Afyon'dayız. Bugünkü yol tüm
gezinin en rahat etabıydı herhalde yol açısından. İkbal Tesisleri'nde yemek
molası. İskender + Kaymaklı Ekmek Kadayıfı. Geziye çıkınca zayıflarız diyordum
ama geldim bir baktım ki 3 kg daha almışım. Hep bunlar yüzünden işte:
|
|
Sıra gezinin en lüks gecelemesinde:
Oruçoğlu Termal Resort. Havuz/sauna keyfi. İyi ki ilk gün buraya gelmemişiz,
gezi filan hayal olabilirdi.
|
|
Beyşehir-Afyon
fotoğrafları
|