|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
(Avanos-Kırşehir-Kırıkkale-Ankara-TEM-İstanbul 735km) Ve artık eve dönüş zamanı. Havuzbaşındaki kahvaltı sonrası toplanıyoruz. Ankara ekibi futbol maçına başlarken de ayrılıyoruz kamptan, önümüzde uzun bir yol var. Gülşehir, Hacıbektaş, Mucur, Kırşehir diyerek beş gün önce geçtiğimiz yolları tekrar geçiyoruz. Kırşehir'e tekrar girip eksik kalan Ahi Evran Camii'ni de fotoğraflayıp Yozgat sapağında bu kez düz gidip mola veriyoruz. |
||
|
||
Otoyol sakin ve sıkıcı. Hızımı bilemediğimden bir ara 130'u geçmişim, Bahar yemek molasında çıkışıyor biraz. Sonra hızı belirlesin diye o öne geçiyor, ben arkadayım artık. Akşama doğru Bolu Dağı'na varıyoruz, Varan'da mola. Hava kararırken Kaynaşlı'dan giriyoruz son etaba. İzmit öncesi son bir mola ve artık karanlık. Klasik, deli gibi akan bir pazar günü dönüş trafiği. Burada tekrar ben öndeyim ve zaman zaman arkada Bahar'ı kaybediyorum. Kurtköy kavşağından kendimizi sahil yoluna atıyoruz ama bu kez de sahil dönüşçüleriyle cebelleşiyoruz. Yorgunluk da had safhada. Sonunda evdeyiz. Bahar'ın motorunun sayacına göre toplam 3175 km. Geçen yılki 2165'in oldukça üstündeyiz. |
||
|
||
|
||
|
|
Kendi adıma bir "en"ler listesi yapmam gerekirse: En güzel şehir; Sivas.
Keşke; zaman olsaydı da Kangal Alacahan'ı
görebilseydik.
İyi ki; bu geziyi yapmışız.
VE İyi ki; yanımda BAHAR var, tüm sevgileri ve tüm övgüleri sonuna kadar hak ediyor... |
|
|
|
Bahar'ın Gözüyle |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|